NADA Farkındalık Akademisi

Kategoriler
Blog

STRES YÖNETİMİ NEDEN ÖNEMLİ?

Hiç kimse yaşanmış, travma ve strese neden olmuş olayları geri alamaz. Sadece bu olayların zihinlerimiz ve bedenlerimiz üzerindeki etkilerini azaltabilir, hayatla başa çıkmayı, stresi yönetmeyi, duygularımızdan veya düşüncelerimizden ibaret olmadığımızı ve her şeyin geçici olduğunu öğrenebiliriz.

İnsanın en büyük sadakati kendinedir. Hepimiz kendimizin iyi olma halinden, zihinsel ve fiziksel sağlığımızdan sorumluyuz. Yönetemediğimiz stres ve kaygı, bizi bu sorumluluktan alıkoyarak; kendimize şefkat göstermemizin, içinde bulunduğumuz durumun, duygu ve düşüncelerimizin ve davranış kalıplarımızın farkındalığının, çözümleri görebilmemizin önüne geçmektedir. Yaşadığımız stres kronik hale geldiğinde, yani süreklilik arz ettiğinde, kendimizi çok daha sıkışık ve çaresiz hissetmemize neden olmaktadır. Sıkışıklık ve çaresizlik hissinin getirdiği yorgunluk ve bıkkınlık arttıkça, mantığımız da duygularımızın esiri halinde gelmektedir.  Bu durumdaki bir insanın kendine yardımcı olabilmesi veya yardım isteyebilmesi için, öncelikle içinde bulunduğu durumu, bu durumun zihinsel ve bedensel etkilerini kabul edip, çözüme niyet etmesi gerekmektedir.

Stresin fazlası kadar, yokluğu da zarar verici olmaktadır. İşe gitmek, ders çalışmak, antrenmana yetişmek, bir proje başlatmak veya tamamlamak gibi amaçlarımızı gerçekleştirmek için hissettiğimiz optimum düzeydeki stres, günlük hayata devam edebilmek, yaşantımızda ve eylemlerimizde anlam bulabilmek için gerekli olmaktadır. İyi stres de dediğimiz hayatımızı olumlu etkileyen stresin olmadığı durumlarda, kişi bıkkınlık hissederek, hareketsizleşmekte ve yaşamdan zevk almamaya başlamaktadır.

Aşırı uyarılmak veya uyaran yoksunluğu bizi tolerans penceremizin dışına itmektedir. Pencerenin içinde kalabilmek ve her dışına çıktığımızda, sağlıklı başa çıkma yöntemleriyle, tekrar dengelenebilmek öğrenilebilen bir beceridir. NADA, bu beceriyi geliştirmek, stres ve kaygı yönetimini öğrenmeyi sağlamak için beden ve zihin farkındalığı, kabul, şefkat ve sosyal farkındalık temelli bir yaklaşım benimsemiştir.